Paradokslar Türkçe'de zaman zaman ''çatışkı'' sözcüğü ile ifade edilir. Yunanca ''karşı, karşıt, zıt'' anlamına gelen para önekiyle, ''fikir, düşünce'' anlamına gelen doxos sözcüğünden oluşmuştur. Böylece genel kabul görmüş, yerleşmiş, kökleşmiş bir fikre, düşünceye, kanıya olan aykırılığı karşıtlığı dile getirmektedir. İşte burada asıl sorun bu karşıtlığın neden ötürü ortaya çıktığını anlayabilmektir. Bunun için gösterilecek çaba ise kaçınılmazdır. Mantık oyunları olarak da görülebilecek paradokslar, kendilerini çözdürebilmek için heyecanlandırıcı ve eğlendirici bir serüvenin içine çekerek neredeyse insanı kışkırtırlar. Böylece, ortaya çıkan kabul edilemez saçmalığın arkasında yatan nedeni anlayabilme merakı ve bu garipliği açıklayabilme isteği, tutkulu bir çabaya dönüşerek insan aklının sınırlarını zorlar. Düşünceye yeni kapılar aralar. Ancak bu düşünsel serüvenin her zaman da eğlendirici olmadığı hatta insanı trajik bir sona sürükleyebileceği de düşünülmelidir; örneğin M.Ö., 6. yüzyılda, Megara'lı Eubulides'in ortaya attığı yalancı paradoksunun (''Giritli Epimenides der ki, tüm Giritliler yalancıdır.'' Önermesiyle ortaya çıkan paradoksun) bir çok antik dönem düşünürünü kızdırmasının yanı sıra Kos'lu Pihiletas'ın erken ölümüne neden olduğu söylenmektedir. Ama gene de, insanın düşünsel serüveninde, düşüncenin gelişimine neden olan, düşünsel birikime katkıda bulunan paradokslar, önemli kavramlara ışık tutulmasını sağlamaktadırlar. Bir paradoksun çözümü açıklanması, hatta keşfi icadı bile, düpedüz insanın düşünsel bir etkinliğidir ve yoğun bir biçimde kavramların, nosyonların, olguları, ilkelerin ve benzerinin, bunların arasındaki ilişkilerin tüm ayrıntılarıyla derinlemesine irdelenmesinde, bazen de yeniden doğru olarak aydınlatılmasından başka bir şey değildir.
PARADOX
Bir alanı daha mı iyi tanımak istiyorsunuz? O alanın özelliklerini daha iyi kavramak, kolay kolay yakalayamayacağınızı düşündüğünüzü daha çok ayrıntısına dokunabilmek, söylemine girerek o alanı gerçekten içselleştirebilmek mi istiyorsunuz? O halde hiç durmayın, o alanda ortaya çıkmış paradokslara yanaşın. Hatta, o alanda gizli saklı kalmış olası paradoksları görmeye, ortaya çıkarmaya çalışın.

Paradokslar Türkçe'de zaman zaman ''çatışkı'' sözcüğü ile ifade edilir. Yunanca ''karşı, karşıt, zıt'' anlamına gelen para önekiyle, ''fikir, düşünce'' anlamına gelen doxos sözcüğünden oluşmuştur. Böylece genel kabul görmüş, yerleşmiş, kökleşmiş bir fikre, düşünceye, kanıya olan aykırılığı karşıtlığı dile getirmektedir. İşte burada asıl sorun bu karşıtlığın neden ötürü ortaya çıktığını anlayabilmektir. Bunun için gösterilecek çaba ise kaçınılmazdır. Mantık oyunları olarak da görülebilecek paradokslar, kendilerini çözdürebilmek için heyecanlandırıcı ve eğlendirici bir serüvenin içine çekerek neredeyse insanı kışkırtırlar. Böylece, ortaya çıkan kabul edilemez saçmalığın arkasında yatan nedeni anlayabilme merakı ve bu garipliği açıklayabilme isteği, tutkulu bir çabaya dönüşerek insan aklının sınırlarını zorlar. Düşünceye yeni kapılar aralar. Ancak bu düşünsel serüvenin her zaman da eğlendirici olmadığı hatta insanı trajik bir sona sürükleyebileceği de düşünülmelidir; örneğin M.Ö., 6. yüzyılda, Megara'lı Eubulides'in ortaya attığı yalancı paradoksunun (''Giritli Epimenides der ki, tüm Giritliler yalancıdır.'' Önermesiyle ortaya çıkan paradoksun) bir çok antik dönem düşünürünü kızdırmasının yanı sıra Kos'lu Pihiletas'ın erken ölümüne neden olduğu söylenmektedir. Ama gene de, insanın düşünsel serüveninde, düşüncenin gelişimine neden olan, düşünsel birikime katkıda bulunan paradokslar, önemli kavramlara ışık tutulmasını sağlamaktadırlar. Bir paradoksun çözümü açıklanması, hatta keşfi icadı bile, düpedüz insanın düşünsel bir etkinliğidir ve yoğun bir biçimde kavramların, nosyonların, olguları, ilkelerin ve benzerinin, bunların arasındaki ilişkilerin tüm ayrıntılarıyla derinlemesine irdelenmesinde, bazen de yeniden doğru olarak aydınlatılmasından başka bir şey değildir.
Paradokslar Türkçe'de zaman zaman ''çatışkı'' sözcüğü ile ifade edilir. Yunanca ''karşı, karşıt, zıt'' anlamına gelen para önekiyle, ''fikir, düşünce'' anlamına gelen doxos sözcüğünden oluşmuştur. Böylece genel kabul görmüş, yerleşmiş, kökleşmiş bir fikre, düşünceye, kanıya olan aykırılığı karşıtlığı dile getirmektedir. İşte burada asıl sorun bu karşıtlığın neden ötürü ortaya çıktığını anlayabilmektir. Bunun için gösterilecek çaba ise kaçınılmazdır. Mantık oyunları olarak da görülebilecek paradokslar, kendilerini çözdürebilmek için heyecanlandırıcı ve eğlendirici bir serüvenin içine çekerek neredeyse insanı kışkırtırlar. Böylece, ortaya çıkan kabul edilemez saçmalığın arkasında yatan nedeni anlayabilme merakı ve bu garipliği açıklayabilme isteği, tutkulu bir çabaya dönüşerek insan aklının sınırlarını zorlar. Düşünceye yeni kapılar aralar. Ancak bu düşünsel serüvenin her zaman da eğlendirici olmadığı hatta insanı trajik bir sona sürükleyebileceği de düşünülmelidir; örneğin M.Ö., 6. yüzyılda, Megara'lı Eubulides'in ortaya attığı yalancı paradoksunun (''Giritli Epimenides der ki, tüm Giritliler yalancıdır.'' Önermesiyle ortaya çıkan paradoksun) bir çok antik dönem düşünürünü kızdırmasının yanı sıra Kos'lu Pihiletas'ın erken ölümüne neden olduğu söylenmektedir. Ama gene de, insanın düşünsel serüveninde, düşüncenin gelişimine neden olan, düşünsel birikime katkıda bulunan paradokslar, önemli kavramlara ışık tutulmasını sağlamaktadırlar. Bir paradoksun çözümü açıklanması, hatta keşfi icadı bile, düpedüz insanın düşünsel bir etkinliğidir ve yoğun bir biçimde kavramların, nosyonların, olguları, ilkelerin ve benzerinin, bunların arasındaki ilişkilerin tüm ayrıntılarıyla derinlemesine irdelenmesinde, bazen de yeniden doğru olarak aydınlatılmasından başka bir şey değildir.